Ufka gül şafağı düşüyor bugün
Bülbülü lalezar gülzar bekliyor.
Hilal sevdasıyla solan sancaklar
Vuslat ateşine rüzgâr bekliyor.
O gül şafağında bir poyraz esti
Hacı Bektaş dergâhında yol oldum.
Hamdım pistim yandım
Taptuk Emre kapısında kul oldum.
Rüzgârı biçerken atımın yeleleri
Tümen tümen safımda Peçenek Uz erleri
Dudaklarımda yanık Hun türküleri.
Bir gül şafağında Bizans kapsındayım.
Bir ses yankılandı surun burcunda:
Biraz daha biraz daha ucuna
Sancak sığmaz oldu bir avucuma.
Ben Ulubatlı Hasan'ım.
Bir soylu sevdanın türküsün yazdım.
Hünkâr gözü ile nazar eyledim.
Öpmeye kıymazdım civanlarımı
Kızılelmalara mezar eyledim.