Bu şehirde yaşıyor mu yoksa ölüyor mu bilmiyordu. Dünü bugüne benziyordu. Yarını bugüne benzeyecekti. Bekliyordu. Hiçbir şeyi bekliyordu. Durgunluğu benzer günleri... Bekliyordu. Sabah işe gitmeyi akşam eve gelmeyi uykusuz ve yorgun bir geceyi her doğan gün bekliyordu. Kaç zamandır bu şehirde boşluğa bakıp bekliyordu. Hüzünlü ve anlamsız bakışlarla ona ait olmayan zaman aralığından gri duygularla bir önceki günün tekrarını bekliyordu. Aynı yüzleri aynı bakışları aynı sokakları aynı kaldırımları... Bekliyordu. Çoktan ölmüştü. Biliyordu. Yalnızca gömülmeyi bekliyordu.
Halim Irgar'ın belleğinizde iz bırakacak 'yalnızlık' temalı minimal öykü ve anlatılarını bir araya getiren bu eserde yalnızlığın beklemenin susmanın dilini yalın duru ve şiirsel bir anlatımla yeniden keşfedeceksiniz.