Takdir Adana'da kendisinden önce doğan ve ölen kardeşlerinin adaklısıydı. Saç örgülerine bağlanmıştı kaderi. Takdir'in üzerine biçilen her türlü elbiseyi çıkarma çabası etrafına bir duvar inşa etmesine neden
oldu. Kaçtıkları bir biçimde karsısına çıktı. Geçmişle yüzleştikçe inşa ettiği duvarın kendi üzerine yıkıldığını fark etti. Çıktığı yolculukta kendisinden kaçabilecek miydi yoksa nereye giderse gitsin kaçtıklarını yanında mı götürecekti?
Takdir ötekileştirmenin ötekileştirirken yabancılaştırmanın romanı. Çoğunluğun çizdiği çemberin içinde kalıp özgürlüğünü aramanın zorluklarını anlatıyor. Kişinin içine doğduğu ailenin toplumun coğrafyanın dayatmalarının benliğini hırpalamasına ışık tutuyor. Farkındalığı yüksek bireylerin kimliğini arayışının sancılarını sorgulamak istiyor.