Fermat'nın Son Teoremi'nin kökleri eski Yunan matematiğindedir. Pierre de Fermat (1601-1665) ortaya Yunanların hiç aklına gelmemiş bir soru atar üstelik çözümün bulunabileceği umudunu uyandıran bir de not bırakır. Kendisinin bu soruya bir yanıtı vardır ama çözümün nasıl olduğunu söylemez. Böylece üç yüz yıl sürecek kovalamaca başlar.
Fermat'nın Son Teoremi'nin asıl güzelliği son derece kolayca anlaşılabilecek basit bir problem oluşudur. Her okul çocuğunun tanıdığı kavramlarla dile getirilebilen bu bulmacayla Andrew Wiles da okul yıllarında tanışmış ve onu hayatının en önemli tutkusu haline getirmiştir. Wiles işe başladığında sonradan kullanacağı tekniklerden birçoğu henüz bulunmamıştı bile. En iyi matematikçilerin çalışmalarını birleştirmiş kimsenin cesaret edemeyeceği bir atılganlıkla fikirleri birbirine bağlayıp yeni kavramlar yaratmıştır. Fermat'nın çözümünde herkes birden çalışmış sayılır ama birbirinden ayrı ve Fermat'nın Son Teoremi'ni ispatlamak gibi bir amaç gütmeden; çünkü bütün modern matematiğin gücünü seferber etmeyi gerektiren bir ispattı bu. İşte bu kitapta Fermat öyküsünün tüm zenginliği ve ona hep eşlik etmiş olan tarih ve matematik kronolojik bir düzen içinde ele alınmış Pythagoras Kardeşliği'nin devrimci ethos'uyla başlayıp Fermat'nın bulmacasını çözmek için Andrew Wiles'ın verdiği kişisel mücadeleyle sona ermiştir. Matematikçiler ve matematik sevenler için....