Kimi kalem rüyayla kimisi gerçekle sınırları ve imgelemleri aşıyor. 12'nin yazarı ise bunu sadelikle çok iyi uzlaştırdığı okuru düşünce ve düş dehlizlerinden bir plaja hatta bir sakinliğe çıkardığı olağanüstü yetkin bir üslupla başarıyor.
Emine Ebru'nun üçüncü öykü kitabı 12 Türk edebiyatı için çok farklı bir yazı soğukkanlılığı ortaya koyarken yazınsal cesareti neredeyse tartışmaya açıyor yeniden.
Yaratıcılık bulutları sanıldığı kadar uzak değil.
"Hayatımın hikâyesi. En azından hikâyelerinden biri. Ya bir şey yapmam gerektiğini bilir ama bir türlü elim ermez ya da bir şeyin peşine ısrarla takılır sonunda da pişman olurum. Kendi isteklerim doğrultusunda başkalarını ne denli hiçe saydığım konusuna hiç girmeyeyim. Ne yaparsam yapayım bunları yapmaktaki niyetim ne kadar iyi olursa olsun yıkım ve karmaşa eksik olmaz bir gölge gibi peşimden gelir."
*
"Gücün ve zorbalığın karşısına dikilen insanların büyülü ve zamansız birlikteliği sırasında yaşanan olaylar tam anlamıyla 'şimdi'yi oluşturuyordu. İnsanlığı bir araya getirme türleri mezhepleri ve farklılığı birleştirme amacı hep bir açmaza giriyordu. Kötülüğün şeffaflığının gözümüze soktuğu şeylerden biri de neyin iyi neyin kötü olduğuna karar verilmediğiydi."