Ölümsüz bir ölümlü olan Isaac Newton hem sıradan bir insan hem de dünyayı değiştiren efsanevi bir dâhiydi. Evrensel çekim yasasını formüle ederek fizik biliminin temellerini atan Newton günümüzün bilimsel tartışmalarına da temel oluşturan fikirleriyle fizik ve astronomiyi hareket eden maddeyle ilgili tek bir bilim altında topladı; Pisagor Kopernik Kepler ve Galileo gibi birçok bilim insanının rüyalarını gerçekleştirdi.
Onun formüle ettiği yasalar belli bir düzene sahip ve öngörülebilir bir evrende olduğumuza dair ikna edici kanıtlar sundu fakat bu büyük deha en yaratıcı olduğu dönemde öylesine içine kapanmıştı ki biyografi yazarları onu ancak puslu bir camın arkasından izlemeyi başarabildiler; bu yüzden yüz yıllar boyunca bilimde en yüksek otorite mantık ve yaratıcılığın mutlak modeli olarak kalmayı başarabilen Newton'ın simyaya olan ilgisini veya diğer bilim insanlarıyla yaptığı gerçek savaşları çok azımız biliyoruz.
Bu kitap bilimden uzak hayatı da aynı derecede büyüleyici ve şaşırtıcı olan dâhi fizikçinin kişisel zaaflarını ve hatalarını tüm gerçekliğiyle gözler önüne seriyor. Hayatının büyük bir kısmını Newton'ın elyazılarını inceleyerek geçiren Gale E. Christianson kitabında kavgacı tuhaf münzevi yaşamı tercih eden ve aynı zamanda olağanüstü zekânın örneği bu İngiliz mucidin çelişkilerle dolu insani yönünün çekici bir portresini resmediyor.