"Aydınlanma denen şey her ne ise karanlığı fark etmek karanlığı önemsemek karanlığı kabul etmek olmalı. Tünelin sonundaki ışık karanlık olmasa kör ederdi. Bize başkalarıyla durumlarla olaylarla savaşıyoruz gibi gelse de aslında sadece aynadaki suratla kafanın içindekiyle savaşırız. Bizden başka kimsenin görmediği duymadığı anlamadığı uğruna savaşırız. Tünelin karanlığı da sonundaki ışık da bizden bağımsız hiçbir şeydir."
Bir düzenin yansımasında ya da yassılığında bütün olası sahteliklerin ve sahtekarlıkların uzağında bir metin Benim Küçük Karanlık Çağım. Edebiyatı edebiyat yapan nesneye ki o her ne ise yanaşmak yeltenmek yaltaklanmak niyeti olmadan ama kendi sahiciliği ve anımsamasıyla ya da bütün unutkanlığı ve yeni çağ düzeniyle kendi gerçekliğini ve aynı zamanda çağın gerçeğini yansıtan yeni bir söz dizimi yeni bir anlatı biçimi öneriyor. Thomas Bernhard'tan Edouard Leve'ye geniş bir coğrafyada sesini yankılandırırken kendi yangınını uzaktan izlemeye benzer bir biçimde kendimize yabancılığımızı imliyor Arda Yaman.
Birlikte kendi dumanımıza boğulurken suyu aramamak pahasına.