M.Ö. 38 yılında Roma şehrinin bile kıskançlık duyduğu İskenderiye Akdeniz'in en büyük metropolüdür. Burada yeni doğmakta olan hiristiyanlıkla birlikte diğer dinler karşılaşıp çarpışır. Kendini zevk ve arzulara kaptıran Delia adındaki kadın birgün ortadan yok olur. Ardından amansız bir sorgalama başlar ama birdenbire dini ve felsefi hatta duygusal sorgulama da aynı kapsama girer Delia bulunduğunda artık İskenderiye'nin onu değiştirmiş olduğu gözlemlenir onun müthiş çılgınlığından çıkarcılığından eser kalmamış sefaletten ırkçı görüşlerden politik dini felsefik entrikalardan vahşi ve korkunç katliamlardan sahip olduğu dehası ile yeni bir Delia doğmuştur.