Anadolu'nun fethi tarihin akışını değiştiren olaylardan birisidir. Çağrı Bey'in keşif seferiyle birlikte Anadolu'nun kendileri için elverişli bir yurt olduğunu anlayan Selçuklular devlet kurduktan kısa süre sonra bu ülkeyi ele geçirebilmek için faaliyete koyulmuşlardır. Tuğrul Bey ve Alp Arslan dönemindeki çabalar neticesinde Anadolu'nun siyasi hâkimiyeti Romalılardan Türklere geçmeye başlamıştır. Siyasi sosyal kültürel dinî ve ekonomik bakımdan çehresi hızla değişen Anadolu o zamana kadar görülmemiş bir değişim yaşayarak XII. yüzyılın ortalarından itibaren Türkiye ismiyle anılmaya başlanacaktır. Melikşah devrine gelindiğinde Romalılar Marmara Denizi'nin batısına çekilmiş bir hâlde Anadolu'yu terk etmişlerdi.
Anadolu'nun fethi sırasında bu ülkede yaşayanların Türk ilerleyişine karşı bakışları zamanın ruhunun günümüze aksetmesi bakımından büyük önem taşır. "Fethedilenler" kategorisinde değerlendirdiğimiz Rum Ermeni Süryani ve Gürcü tarihçilerinin Türklere İslamiyet'e Anadolu'nun Selçuklu hâkimiyetine girmesine yaklaşımları o dönemde yaşananları analitik olarak değerlendirebilmek için karşı tarafın bakışını ortaya koyar. Onlar sayesinde Anadolu'daki Türk algısının değişimini ülkede yaşanan siyasi sosyal ve dinî gelişmeleri yakından anlamak mümkündür.
Anadolu'nun fethi meselesini karşılaştırmalı bir bakış açısıyla ele alan bu çalışmanın tarih araştırmalarına yeni bir katkı sağlaması en büyük dileğimizdir.