Modern siyasetin kurucu ilkesi egemenlik 16. Yüzyıldan beri insanların özgürlüğünü onların sorumluluğuna indirgeyen bir anlayışla şekillenir. Böylesi bir algılama biçimiyle insan kendi tarihini kendi yapan bir özneye dönüşür. Egemenliğin din dışı bir sahaya oturduğu modern zamanlarda özgürlük tanrıya kayıtsızdır.
Gelgelelim egemenliğin esasının tarihsel olanı yaratmaktan aciz kaldığı üzerinde pek düşünülmüyor. Bu yüzden egemenlik ve onun aşılması tartışmasına dair bir dizi soru ve cevapla katkıda bulunmak acil önem taşıyor. Gérard Mairet alanında kapsamlı ve ufuk açıcı bir örnek olan Egemenlik İlkesi kitabında tam da bu geçiş dönemini anlatıyor. Egemenliği kavramanın yolunun Machiavelli'den Eric Weil'e kadar bir dizi filozofu didik didik okumaktan geçtiğini belirgin kılıyor.
Modern iktidarın tarihsel temellerini ortaya koyan bu kitap egemenlik ilkesine teorik açıdan yaklaştığı gibi kavramın metafizik hukuki ve etik temellerini de tasvir ediyor.