Harşit Türk Tarihinde iki yönden öneme sahip bulunmaktadır. Birinci önemi Çepni Türklerinin Karadeniz bölgesine inmelerini sağlayan bir geçiş güzergâhı olmasıdır. İkinci önemi de Birinci Dünya Savaşı sırasında Doğu Karadeniz Bölgesinin tamamına yakınını işgal eden Rus ve Ermeni kuvvetlerinin Harşit Çayı'nın batısına geçişine engel olunduğu bir yerdir.
XIV. yüzyılın ikinci yarısında yukarı Kelkit vadisinde yaşayan Çepnilerin kuzeye doğru ilerleyerek Tirebolu'nun doğusunda Karadeniz'e dökülen Harşit Çayı çevresinde ve bu çayın oluşturduğu vadiye yakın yerlere yerleştikleri ve kışlaklarını yukarı Harşit'te kurdukları bilinmektedir. Harşit Vadisindeki Çepni Türkleri Komnenoslarla ilk ciddi çatışmaya 1380 yılının Mart ayında girmişler ve bunlara aman vermemişlerdir. Çepni Türklerinin önemli liderlerinden biri olan Melik Ahmet Bey'in Komnenoslardan fethettiği Bedreme Kalesi de bu vadide yer almaktadır.
Türk Tarihinde bu kadar öneme sahip bir yörenin tarihi ile ilgili çalışmaların azlığı dikkat çekmektedir. Yöre ile ilgili çalışmaların daha çok son döneme ait olması bizi XV. XVI. ve XVII. yüzyıl Harşit Tarihi'ne yöneltmiştir.
Harşit Vadisinin İdarî Sosyal ve İktisadî Tarihi (XV.-XVII. Yüzyıllar) kitabı aslında bugünkü Giresun iline bağlı Doğankent (Harşit) ve Gümüşhane iline bağlı Kürtün ilçelerinin tarihidir.