Joseph A. Massad'ın Liberalizmde İslam kitabı Avrupalı ve Amerikalı liberalizm misyonerlerinin -yani gelecekteki küresel toplumu seküler bir liderin yöneteceğine inananların- kendi değer sistemlerinin ve politik ve sosyal modellerinin propagandasını Müslümanlara nasıl yaptıklarını gösteriyor. Aslında bu liberalizm misyonerleri en azından Müslüman kadınları ve homoseksüel Müslüman erkekleri (ve kadınları -her ne kadar kadın homoseksüellere diğeri kadar önem verilmese de-) İslam'ın kadın düşmanlığından homofobisinden ve hoşgörüsüzlüğünden kurtarmak istiyorlar. Bu propagandanın amacı İslam'ı ve Müslümanları Batı liberalizmine ve onun değer sistemine dönüştürmek. Onlara göre bu sistem tüm gezegenin dönmek zorunda olduğu tek adil ve sağlıklı sistem. Massad İslam geleneğini liberal Protestan Hristiyanlık imajı içerisinde yeniden oluşturmayı hedefleyen bu liberal görevin tarihsel gelişimini ve bileşenlerini analiz ediyor. İslam'ın direncinin; özgürlük eşitlik hak-sahibi birey olma demokratik vatandaşlık kadın hakları cinsel haklar inanç özgürlüğü sekülerlik akılcılık vs. gibi liberal değerlere ve moderniteye itiraz olarak algılandığı Batı dünyasının emperyal politikalarını ifşa eden Massad Batılı liberallerin niçin "islami olanı" sadece ortadan kaldırılması gereken bir engel değil aynı zamanda psikanalize tabi tutulması gereken bir patoloji ve nevroz durumu olarak tanımladıklarını da açık ediyor. Bu yüzden Massad eğer Müslümanlar liberalizme ya da liberalizmin hoş göreceği İslam biçimlerine gönüllü bir şekilde dönmeyi reddederlerse askeri güç kullanmak da dâhil olmak üzere Batı'nın bu dönüşümleri nasıl zorla gerçekleştirdiğini hem tarihsel hem de güncel örnekler üzerinden ele alıyor. Liberalizmde İslam bu yönüyle Batı tarafından liberalizmin evrenselleşmesi şeklindeki çekirdek değerlere karşı bir tehdit olarak görülen "İslam"ın ve "Müslümanlar"ın despotik ve anti-demokratik tarihsel varlıklar olarak sunulmasının tarihini gözler önüne seriyor.