Viyana'nın 1683 yılında Osmanlılar tarafından kuşatılması Avrupa tarihinin dönüm noktalarından biridir. Bu olay Kızıl Ordu'nun 1945'teki işgaline kadar Batı Hıristiyan alemine son ciddi tehdittir. Öyle ki Avrupa ülkeleri aralarındaki kıskançlık ve düşmanlıkları bir tarafa bıraktılar Osmanlı ordularını ve Orta Avrupa'yı yakıp yıkan yağmalayan müttefikleri Tatarları püskürtmek için el ele verdiler. Türklerin Viyana surlarını aşmak üzereyken yenilgiye uğraması o dönem ve sonrası için önemli sonuçlar doğurdu. Osmanlı İmparatorluğu etkisinden kurtulamayacağı bir darbe yedi. Öte yandan o güne kadar gücünü korumaya ve etki alanlarını genişletmeye çalışan Habsbvurglar gözlerini Tuna'nın güneyindeki ve doğusundaki hedefler çevirdiler.
Hilal ve Haç arasındaki son büyük çekişmeye tanık olan o sıcak eylül günü Avrupa tarihinde 1914 felaketine kadar sürecek yeni bir dönemin başlangıcı oldu. Bu kuşatmanın heyecan dolu öyküsünün olağanüstü kişileri: oynadığı büyük kumarda zaferin kıyısından dönen Sadrazam Kara Mustafa Paşa kenti kurtarmak için büyük çaba gösteren Viyana garnizonunun komutanı Kont Starhemberg kararsızlığı yüzünden Viyana'yı kaybetme tehlikesiyle karı karşıya kalan İmparator Leopold ve ordusuyla zafere koşan Lehistan Kralı Sobieski.
Viyana Kuşatması Osmanlı orduları kapılarına dayandığı kent halkının yaşadıklarının büyük bir ustalıkla kaleme alınmasıyla farklılaşan bir tarih kitabı.