Günümüz dünyasının ve siyasetinin başat olgularından biri olan farklı etnik dinsel dilsel kültürel veya ulusal kimliklerin kamusal alanda eşit tanınma talebi ve buna bağlı olarak politik kimliklere dönüşmesi dünyanın birçok yerinde toplumların bu kimlikler üzerinden bölünmesine ve çatışmasına yol açmıştır. Bölünmüş toplumlarda demokrasi uzlaşı ve istikrarın sağlanmasına yönelik siyasal ve anayasal çözüm ve model arayışları birçok devletin temel sorunu ve birincil gündemi haline gelmiştir. Kimlik politikaları ve çatışmaları; bütün vatandaşlara eşit derecede bireysel özgürlük sağlayacağı varsayımından hareketle bu tür kimlikleri göz ardı eden ve bireyleri bunlardan soyutlayarak ele alan geleneksel anayasacılığı onun kavram ve kurumlarını aşındırmaktadır. Buna karşın etno-kültürel farklılıkları kamusal alanda eşitçe tanıyacak yeni bir anayasal yaklaşım ve düzen gerekliliğini de ortaya çıkarmaktadır.
Bölünüş Toplumlarda Anayasal Uzlaşı ve Demokrasi kitabı; çağdaş siyaset bilimi ve anayasa hukukunun en temel meselelerinden ve en zor sorunlarından birisini oluşturan etno-kültürel çeşitliliğin ve çatışmaların nasıl bir anayasal yaklaşım ile yönetileceği ve çözüleceği konusunu disiplinlerarası bir yaklaşımla ele almaktadır. Genel olarak siyasete ve kamu hukukuna ilgi duyanların yanı sıra özellikle politika belirleyicilerine ve anayasa yapıcılarına da katkı sunma potansiyeline sahip bu kitap bölünmüş toplumlarda alt-toplulukların barış içinde birlikte yaşamalarına imkan sağlayacak özgün bir anayasal sistem ve demokrasi modelini sunmaktadır.