Anı yazmak geçmişte yaşamak mı? Yoksa geçmişte yaşanılanlarla bugün olanları karşılaştırıp geleceğe ilişkin sonuçlar çıkarmak mı? Güncel yazmak bu günün durum saptaması ile geleceğe uyarılar yapmak mı?
Geçmişe gidip geçmişte yaşamak bize ne kazandırır?
Çağdaş cumhuriyetçi Atatürk Devrimleri savunucusu ama halkın ücretlerin paylaşımın eşitliğinden yana sloganlarla sosyalist bir toplumu da özlem olarak gören bir gencin dört yıllık bir eğitim süresince yaşamından kesitleri ve okuldaki "Devrimci Mücadeleyi" yazmaya başlayıp; biraz da mezuniyet sonrası yaşananlarla tamamlanmış ve 41 yıl sonra yazılmaya başlanan anılar gelinen noktada "NE KAZANDIĞIMIZI" da sorgulama fırsatı verdi.
Anılarımı yazarken en çok ne isim verebilirim diye düşündüm. "Devrimci Mücadele'm" desem öğretmen ve öğrenciliği birlikte götürdüğüm için devrimci mücadelenin tam da içinde olamıyordum. Gündüzleri köy okulunda öğretmendim. Dolayısıyla bu anılar tam anlamıyla bir devrimci mücadele öyküsü değildi. Ama devrimci mücadeleden de yaşanılmış anılar vardı.