Kurşun şafak söktü yüreğimde... Mavinin Fecri; ağarması bu. Her yer kör edici aydınlık... Karanlıkta yolunu bulamadığın gibi güneşin (aydınlığın) yoğunluğunda da bulunmaz yol...
Rüzgarım ne bir meltem gibi yumuşak ne de fırtına dal kıran Saman alevi gibiydi öfkem. Mavi bir hasretim vardı; ne enginler aşılmıştı da takılıp kalmıştım bir maviye... Gecenin buğusu gibiydi gün ayınca geçerdi; gülerdi hüzünbaz... Yeni bir gün umuduyla. Güneş damlalarıyla yıkanmış aydınlık çehresiyle; yeniden başlamalı hayata derdi. Bugün de bir ilk ne dünün kahrı olsun ne yarının kaygısı korkusu... Yine mavi bir masal yazalım. Kararmış yağacak buluta inat yaşamak ve görmek gerek mavinin derinini...