Melâli anlamayan bir nesle aşina olmayan Servet-i Fünun şairleri kapalı mekânlara meftundurlar. Tevfîk Fikret'in bütün ıstıraplarına şahit olan Âşiyân'ı nasıl onun hüzne meyyal mizacını yansıtıyorsa Hüseyin Suad'ın Lâne-i Melâl'i de onun hasret dolu yaşamının bir yansımasıdır. Yuvasına sığınmış bir kuş gibi acı ve ıstırap nağmeleriyle inleyen şair ayrılığın ve yalnızlığın etkisiyle şiirler terennüm etmektedir. Yayımlanmış ilk kitabı olması hasebiyle Hüseyin Suad'ın gençlik duygularını yansıtan bu şiirlerde aşk ve ayrılık teması Suriye ve Fransa'da yazdığı şiirlerde de değişmemiştir. Şark medeniyetinde mesut bir hayatın mekânı olarak ev aşkın da yaşandığı yerdir. Hüseyin Suad'ın mutlu yaşam mekânı da diğer Servet-i Fünun sanatçılarının evi gibi "lâne-i garâm" olması gerekirken "Lâne-i Melâl"e dönüşmüştür. Dört bölümden oluşan bu kitaptaki şiirler Pont-Aven Şiirleri hariç- işte bu hüzün yuvasından işitilen kederli nağmeleri içermektedir.