Küreselleşen ticaret hayatı gereği artık üretilen mallar tüm dünyada kolaylıkla ulaşılabilir hale gelmiştir. Bu ulaşım kaynaklarından biri de eşyanın karayolu ile uluslararası taşınması yöntemidir. Uluslararası taşıma modellerinden karayolu ile taşımanın pratikte en çok tercih edilen taşıma modeli olduğu sabittir. Karayolu ile yapılan eşya taşıma sözleşmelerinden kaynaklanan uyuşmazlıklar taşıma konusu eşyanın zıya veya hasara uğraması ve eşyanın tesliminde gecikme olmak üzere çoğunlukla bu iki başlık altındaki uyuşmazlıklardan kaynaklanmaktadır. Bu sebeple uluslararası mevzuattaki faklılıkları gidermek ve uyuşmazlıklara uygulanacak ortak bir hukuk kuralı oluşturmak amacı ile 1961 yılında Karayolu ile Eşya Taşıma Sözleşmelerine İlişkin Anlaşma (CMR-(Convention Relative au Contrat de Transport International de Machandises Par Route)) yürürlüğe girmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nda CMR hükümleri esas alınarak kara taşıma hükümleri yeniden düzenlenmiştir. Bu çalışmada esaslı unsur olarak 6102 sy. Türk Ticaret Kanunu ve CMR kapsamında taşıyıcının kayıp ve hasardan kaynaklanan sorumluluğu yargı içtihatları ile incelenmiştir. Taşıyıcının kayıp ve hasar sorumluğunun hukuki niteliği kayıp ve hasar kavramı taşıyıcının başta özen borcu olmak üzere diğer borçları ve sorumlu tutulabileceği diğer haller taşıyıcının yardımcı kişiler ile fiili taşıyıcının davranışlarından kaynaklanan sorumluluğu ayrı başlıklar altında ele alınmıştır. Taşıyıcının esas sorumluluğunun taşıma sözleşmesinden kaynaklanması sebebi ile taşıma sözleşmesinin hukuki mahiyeti açısından da tespitlerde bulunulmuştur. Taşıyıcının sorumluluktan kurtulmasını sağlayan genel ve özel sebepler sorumsuzluk kaydının taşıyıcının sorumluluğa etkisi sorumluluğun sınırı (Özel Çekme Hakkının uygulanması taşıyıcının sorumluluğunun üst sınırı ve üst sınırın artırılması koşulları) ve sorumluluğu sınırlama hakkının kaybı da ayrıntılı değerlendirilmiştir. Özellikle taşıyıcının sorumluluğu sınırlama hakkının kaybı başlığı altında taşıyıcının kastı veya kasta eşdeğer kusurunun varlığı pervasızca hareket ve 'wilful misconduct' kavramı ve Türk Hukuk uygulamasında nasıl bir kusur derecesinde bulunduğu yönünde tespitlerde bulunulmuştur. Taşıyıcının sorumluluğundan kaynaklanan tazminat davalarında tazminat miktarı ve hesaplaması davanın tarafları ispat ve zamanaşımı yargı kararları ışığında incelenmiştir.