II. Meşrutiyet Dönemi'nin hareketli atmosferinde birçok kurum gibi okul da siyasal ideolojinin nüfuz ettiği politik bir mekâna dönüşürken; çocuklar bu ideolojinin vazettiği bilgi değer ve becerilerle geleceğin vatandaşları olarak hazırlanmaktaydı. Bu bağlamda II. Meşrutiyet Dönemi vatandaşlık eğitiminin amacı; her ne kadar çocukları bir vatandaş olarak geleceğe hazırlamak olsa da gerçekte çoğu yerde üstü kapalı ya da açık surette çocukları bir kurtarıcıya dönüştürmektedir. Nitekim vatandaşlık eğitimi kapsamındaki derslerin müfredat içeriklerinin belirlenmesinde etkili olan siyasi seçkinlerin ve bu programlar doğrultusunda eğitim-öğretim faaliyetlerini sürdüren eğitimcilerin -daha genel anlamda aydınların- uzun yıllardır tedavülde olan "Bu devlet nasıl kurtulur?" sorusuna mukabil kurtarmaya çalıştıkları devlet için yeni kurtarıcılar yaratmak istedikleri ifade edilebilir. Bu kurtarıcılar/çocuklar söz konusu dönemde ülke içinde yaşanan siyasi sosyal ekonomik kültürel alanlarındaki dönüşümü hazmetmiş ve iştiyakla savunan birer figür/nefer olmakla muvazzaftı. Bunun ötesinde en büyük vazifeleri ise cephede sıcak savaş ortamında vatanı müdafaa edecek asker olmalarıdır. Daha çok ulus devletlerde görülen geçmişi bugünün ihtiyaçları doğrultusunda inşa etme çabası ulusallaşmanın hazırlık dönemi olan II. Meşrutiyet Dönemi'nde de kendini göstermektedir. Ayrıca yeniden yaratılan veya var olanı yeniden inşa etmek suretiyle dolaşıma giren değerler semboller ve kahramanlar kolektif duyguların ve bilincin oluşmasında hayati role sahiptir. Bu unsurlar pedagojik değerden öte vatandaş namzetlerinde küçüklüklerinden başlayarak siyasal sisteme yönelik rıza ve onay yaratacak motifleri ve yorumları kendinde toplamaktadır.