"Bugün iki onbaşı ve 23 er esir aldık. Mahkûmlardan birine sordum: 'Neden Avustralya'dan buraya geldin?' Cevap verdi: Spor!" Osmanlı subayı Cemil Conk'un hatıratından alınan bu cümleler Avustralya'nın ulusal kimliği nin inşasında spor ve savaşın nasıl iç içe geçtiği ni ortaya koyan bir diyalog. Selim Rumi Civralı kitabında genel olarak sporla savaşın nasıl iç içe geçtiğini inceliyor. Asıl önemlisi ulusal kimlik inşalarında tarihîden gündeliğe millî efsanelerde sporun ne kadar canlı güçlü bir sembolizm kaynağı olduğunu gösteriyor. Ve bunu bir olimpiyat açılışı kadar rengârenk bir tablo çizerek yapıyor. Eski Türk topluluklarında şamanların "oyun kurucu" rollerinden din ve spor cezbesini birleştiren dans ritüellerine pehlivan tekkelerine... Birinci Dünya Savaşı'na eşlik eden sporcu seferberliğine... Erken Cumhuriyet'te kadınların yeni bir iffet anlayışıyla spora katılmalarına... Türkiye'de sporun seyrinde Balkaniad (Balkan oyunları) tasarısından Naim Süleymanoğlu'nun ilticasına Balkan tecrübesi... Spor merceğinden bir uygarlık tarihi dökümü yaparcasına ve bir spor müsabakası anlatmanın heyecanıyla yazılmış bir kitap.