Bu kitabın yazıldığı sıralarda Ortadoğu bir kez daha İsrailliler ile Müslümanlar arasındaki çatışmalara sahne oluyor. İsrail ordusu Filistinli sivillerin yerleşim birimlerini acımasızca bombalıyor çocuklara ateş açıyor Filistin'i yaşanmaz hale getirmeye çalışıyor. Filistinli bazı radikaller ise İsrail'in sivil halkını hedef alıyor masum çocukları veya kadınları hedef alan korkunç intihar saldırıları ile dehşet saçıyorlar.
Müslümanlar olarak bizim temennimiz her iki tarafında da öfkesinin ve nefretinin dinmesi akan kanların durması ve Ortadoğu'ya barış gelmesidir. İsraillilerin masum insanları vurmasına da bazı radikal Filistinlilerin teröre başvurarak masum İsraillileri bombalamasına da karşıyız...
Bu çatışmaların sona ermesinin ve Ortadoğu'ya gerçek bir barış gelmesinin en önemli şartı her iki tarafın da kendi inançlarını samimi ve doğru bir şekilde anlaması ve uygulamasıdır. Çünkü İsrail-Filistin çatışması Yahudiler ve Müslümanlar arasındaki bir "din savaşı" kimliğine bürünmüş durumdadır. Oya böyle bir din savaşının yaşanması için hiçbir neden yoktur. Yahudiler ve Müslümanlar aynı şekilde Allah'a inanan aynı peygamberleri seven ve sayan aynı ahlaki prensiplere sahip olan insanlardır. Birbirlerine düşman değildirler; aksine ateizmin ve din düşmanlığının yaygın olduğu bir dünyada birbirlerini müttefikidirler.