Kira sözleşmelerinde kiracı tarafın en önemli borcunu kira bedelini ödemek teşkil etmektedir. Ancak kira bedeli dışında yan gider de kira bedeli mahiyetinde olmayan bir ödeme yükümlülüğüdür. Yan giderin unsurlarıyla beraber ortaya koyulması ile bu gider tanımlanacaktır. Peki tanımlanan bu yan giderden kim sorumlu olacaktır? Bu çerçevede genel hükümlere tabi kira sözleşmeleriyle konut ve çatılı işyeri kirası sözleşmeleri arasında bir fark mevcut mudur? Ayrıca sorumluluğun karşı tarafa yükletilmesine dair anlaşmalar yapılabilecek midir? Yan gider tüm unsurlarıyla birlikte ortaya koyulduktan sonra ve bu giderden sorumlu olan taraf saptandıktan sonra sorumlu kimsenin bu gideri ne zaman ve nerede ve hangi biçimde ödeyeceği soruları akla gelebilecektir. Kira bedelinin güncellenmesine ilişkin yasal bir düzenleme mevcuttur peki yan giderin güncellenmesi ihtimalinde nasıl bir tavır takınılacaktır? Bunun yanında yan gider borcunun ifasını teminat altına almak için hapis hakkı kullanılabilecek midir veya bu hususta güvence verilebilecek midir? Son olarak yan gideri ifa borcunda temerrüt nasıl oluşacaktır ve temerrüdün gerçekleşmesi ihtimalinde nasıl bir sonuç ortaya çıkacaktır? Yukarıda sorulan her bir sorunun cevabı bu çalışmanın temelini teşkil etmektedir ve çalışma kapsamında öğretideki görüşlere ve çeşitli tartışmalara yer verilecektir. Zira bu çalışmadaki amacımız bu tartışmalar ve görüşler ışığında TBK ile Türk hukukuna giren "yan gider" kavramının doğru anlaşılabilmesine zemin sağlamaktır.