Sanatın mahiyeti ve menşei üzerine düşünme/ konuşma/ yazma fikriyle çıktık yola. Buradayız!
Böylesine basit yaratılışlı bir varlık nasıl olur da ikna edici bir zevk nesnesi üretir? Bahsi geçen varlık insandır. Ürettiği nesne sanattır. Bireyin kendi gerçekliğini çeşitli araçlarla bir form içinde sunmasıdır sanat. Gerçeklik bir kurgudur. Bir dolu zihinsel varlık durur onun içinde. Ve dahası...
Neden bellek?
Çünkü sanat fikrinin ortaya çıkıp geliştiği yerdir bellek. Zihinsel varlık gerçeklik dediğimiz bireysel kurgu ancak belleğin geçmişten güne/ günden geçmişe doğru durmaksızın süren hareketi sayesinde diri kalır. Çünkü hariç ve iç (psişik süreçler toplamı) belleğin muhtevasıdır.
Sanatın yaratılışı üzerine konuşacaksak meseleye işin içinden başlamalıydık çünkü. Sanat üretiminde var etmenin ve yok etmenin imkânlarından bahsederken belleği anmalıydık onun zincirlerini kırmalı onun kıvrımlarında dolaşmalıydık hatıraların enkazından çıkarmalıydık onu kimliğimizle birlikte sanatımızı da onun inşa ettiğini ortaya koymalıydık. Nitekim bunu yapmaya gayret ettik. Gerçekliğin kurgulandığı yer olan bellekten çıkan öyküyü romanı şiiri müziği sinemayı konuştuk/ yazdık.