"Mariana çukurunun dibinde dolanırken kafamı kaldırdım. Lavabonun üzerinde hoyratça kullanılmış sağ üst kenarından biraz kırılmış ve oradan sol alt kenara kadar uzanan çatlağın sayesinde sanki ortadan ikiye ayrılmış gibi görünen ama hoyratça kullanılmasına rağmen hala ayakta kalmayı başarmış aynada yüzüme baktım; ağlamaktan gözlerimin altı şişmiş rimelim akmış ve saçlarımın her bir teli ayrı bir klan kafamın üzerinde bir dünya savaşı çıkarmışlar gibi karmaşık bir haldeydim."