Prensesim diyen dudaklarından bir hoşça kal çıkmamasıydı beni üzen şey. Sanki son kez bakmıştım yüzüne... Son kez seyretmiştim gözlerini. O sarılışını dün gibi hatırlıyorum. Kendimi dünyanın en şanslı hissettiğim günleriydi... Sonra ne mi oldu? Sen gittin. Ben de bittim... Prensesin işte o zaman prenses olmadığını hissetti. Pembe elbisemdi beni prenses gibi gösteren. Ya da sadece bana öyle seslenişindi... Yıllarla savaşmayı ben sensiz öğrendim. Düştüğümde beni kaldıran bir sen olmadığın için ben yıllarca yerde kaldım. O dönme dolaba yıllar sonra seninle birlikte binişimiz vardı ya ben orda sensiz geçen 17 senem için sessizce ağlamıştım. Ve şunu da unutma; kalbimde hala 8 yaşındaki çocuğu saklıyorum. Neden mi çünkü biz onunla sensizliği öğrendik...