Eylem dünyamızı düzenleyen ahlâkî ilke ve değerlerin kaynağının yapısının temel niteliğinin ne olduğu ve insanın hangi amaç ve gayeler doğrultusunda nasıl ve ne şekilde eylemde bulunması gerektiği hem eylemleri üzerinde düşünen onları sebep ve sonuçları itibarıyla eleştirel bir değerlendirmenin konusu yapan sağduyu sahibi insanların yanıtını aradığı sorular arasındadır. Hem de söz konusu sorular ahlak üzerine rasyonel bir düşünme olarak tanımlayabileceğimiz ahlak felsefesinin (etiğin) de temel problematiğini oluşturmaktadır. Ahlak felsefesi literatüründe yukarıdaki sorulara verilen yanıtlar bağlamında bir "teoriler çokluğu"ndan söz etmemiz mümkündür. Faydacılık da işte bu teorilerden birisidir. Çok basit bir tanımlamayla faydacılığı eylem ve fiillerimizin ana motivasyonunun sahip olduğumuz haz ve acı şeklindeki temel duygularımız amacının ise mutluluğa erişmek olduğunu söyleyen etik bir teori olarak ifade edebiliriz. Bu açıdan onun mottosu bilindiği üzere en fazla sayıda insanın en yoğun mutluluğudur. Bu mutluluğu belirleyen ya da üreten de ona göre faydadan başka bir şey değildir.