Gökyüzünde dağılmış bulutlar hafif esen rüzgâr mezarın mermerinin verdiği soğuklukla birleşince Sami'nin yorgun bedeni saatlerin nasıl geçtiğini anlamadı. Sami gözlerini belli bir saat sonra açtı kendinde bir rahatlama hissetti sırtındaki yükler inmiş hayat ödevleri yırtılmış hedefler kaybolmuş gibi gözleriyle boşluğa baktı.
Sami mezarlıktan sendeleyerek evin yolunu tuttu eve vardığında nedense içindeki his Yasemin'i aramasını söyledi. Sami ses tonunu vedalaşmaya hazırlanan bir hüzünlü yolcu tonlamasıyla konuşmaya başladı: ''Yasemin hanım nasılsınız iyi misiniz?'' dedi.
Yasemin telefonda Sami'nin sesini duyunca; uzaklara doğru giden Akdeniz rüzgârlarının bedenini sardığını hissetti : '' İyiyim. Siz nasılsınız?'' dedi. Sami hemen bu işi nihayete erdirmeyi düşündü.