Yerel anlamda Ordu yöresiyle ilgili arkeolojik kalıntılar ve yazılı belgeler yöre tarihinin bilimsel tabana oturtulması açısından yeterli sayılabilir. Yine de yakın tarihle ilgili sözlü kültür derlemelerinin yeterli olduğu söylenemez. Kültür tarihçiliğimiz açısından büyük önem taşıyan ve kuşaktan kuşağa nakledilen ve literatürde "kült" olarak ifade edilen bu unsurların titizlikle incelenmesi ve değerlendirilmesi gerekir. O zaman tarih çok daha bilimsel bir tabana oturmuş olacaktır. Ordu yöresi tarihi konusunda yazılacak her kitapta mutlaka eksiklikler bulunacaktır. Çünkü yörenin tarihi bir kitabın hacmine sığamayacak kadar yoğun olaylarla ve beşeri ilişkilerle doludur. Bölgede birkaç ilçe dışında yeterince sözlü kültür çalışmaları yapılmamıştır. Şimdiden bu eksiklikleri hissediyorum. Ancak yine de bu çalışmada her Ordulu kendine ait bir bölüme yaşadığı çevreyle ilgili bir bilgiye rastlayacaktır. Önemli olan bilgilerin eksikliği değil doğruluğudur. Yörenin tarihi Orta Karadeniz tarihinden ayrı değildir. Ordu yöresi tarihi süreç içinde yakın çevresiyle bütünleşmiştir. Sosyal ve kültürel olarak da bütün Karadeniz Bölgesi'nin özelliklerini içinde barındırır. Yöre yüzyıllar boyunca yapılan savaşlar sonucu göçmek zorunda kalan çok çeşitli bölgelerden Müslüman halkın sığınağı olmuştur. Bu nedenle de Ordu yöresi aynı inançtan olsalar bile farklı kültürlerin buluştuğu bir havuz gibidir. Bu kültürel çeşitlilik Ordu'ya büyük zenginlikler kazandırmıştır.