Bu çalışmasında yazar bir yandan kurban açısından dine bakarken diğer yandan din açısından kurbanı ele almaktadır. Açıkçası yazar kurbanı öncelikle dini bir kurum olarak ele almaktadır. Ancak din kavramının elinizdeki kitapta öne çıkan vurgusu kurbanın tarihi antropolijik etnolojik sosyolojik ve psikolojik boyutlarıyla ele alınmasına engel teşkil etmediği gibi tam aksine dinin de bu açılardan incelenmesini mümkün kılmaktadır. Hiç kuşkusuz yazarın dinler arasında sahicilik nitelik ve seviye bakımından belirli ayrımlara gittiği belli fikri tercihlerde bulunduğu görülecektir. Ancak bu yazarın bir din sosyolojisi uzmanı olarak bilimsel bakış açısına sadık kaldığı gerçeğiyle örtüşen bir durumdur.