Kendi yasını tutan bir şehzade Cem Sultan...
Fatih'in gözbebeğinin nuru sultanların baş tacı izzet ve temkin sahibi şehzadesiydi bir zaman. Ağabeyi Bayezid ile giriştiği devlet kavgasını kaybetmekle başladı bitmeyen yası... Kederinden çok kaderi dökülmüştü dudaklarından:
Devletümdür visâl-i yâr amma
Bana yâr olmadı bu devlet ah...
İttifak kılıklı esaretle tanıştı Rodos'ta. Önce Fransa Kralı sonra Papa'nın elinde şatodan şatoya sürüklendi bedeni. İkazını dinlemediği Frenk Süleyman Bey'e hiç söylemedi belki ama bir beyitte nakşetti hem pişmanlığı hem hüsranı:
Her kime meded dirsem urur başuma sengi
Ben haste-dile kimesne rahm itmedi asla
Tarihi geniş kitlelere sevdiren ilk kalem sahiplerinden Ahmed Refik Altınay'ın Sultan Cem kitabı; talihsiz şehzadenin ağabeyine karşı giriştiği saltanat mücadelesini Anadolu'dan Mısır'a geçişini Rodos Şövalyeleri'nin elinde mahsur kalışını ve nihayet Avrupalı düşmanlarının ellerinde Fransa'dan İtalya'ya sürüklenişini ayrıntılı ve canlı tasvirlerle aktarıyor. Osmanlı Devleti'ne karşı sadece hayatıyla değil na'şıyla bile kullanılmak istenen ve büyük bir vicdan azabıyla son nefesini veren Sultan Cem'den geriye yürekleri dağlayan mısralar kalmıştır:
Ey dostlar beni anıcak matem eylenüz
Eyle tutun ki gurbet içinde ben ölmişem...