Herkesin sakındığı gözde kusura bahane diye gösterilen bir kısa çöp kimse bıraktığı yerde bulamıyor üstüne titrediğini. Kadim sırrı açık etmiyor kuşlar çocuklar en iyi yanılmayı biliyorlar hâlâ. Ama neyse ki kokular var yüzü kırışmayan bazı duygular. Sonra sanrı ve zehir ölüm ile toprak hem de bir ağaca dönüşerek. Balyoz mu ezip un ufak eden bizi bir çift göz mü yoksa? Artık yanımızda olmasalar da görebilir miyiz sevdiklerimizi hızla dönen atlıkarıncada?
"Cıs" Hakan Sarıpolat'ın okuru usul usul sarıp sarmalayan ve sonunda sarsmaktan geri durmayan öykülerinin bir toplamı. Gerçekle düşün birbirine karıştığı didikleyen soran ve şaşırtan öyküler.
"Kapı önündeki köpek beni görünce ayaklanıp rahatını bozduğumu belli edercesine homurdandı. Uzunca gerindikten sonra eski yerine gömülüp uyumaya devam etti. Karın sert ayazı suratımı bıçak gibi kesiyordu. Paltomun yakasını kaldırıp köye baktım. Ayın ölgün ışığı evlerin kararmış suratlarında titreşiyordu. Bir süre hiç kımıldamadan dinledim. Kahvedekilerin küfürleri ve birbirine çarpan dalların sesleri arasından aradığım sesi buluverdim. Ormandan geliyordu. Karları gıcırtıyla ezerek yürümeye başladım."