Bizden uzun zaman önce dünya penceresine
bakmış kavimler yüzlerce yıl hatta bin seneye yakın ömür sürmüşler. Biz ise seksen sene hayatta kalmış birine hayranlıkla bakıyor ona özeniyoruz. Bize tanınan bu kısacık sürede meşakkatli meşgalelerle uğraşarak esas gayemizi unutuyor sonu belli olmayan uçsuz bucaksız emellerde kayboluyor ve en kötüsü de
birbirimizi incitip mahcup edecek cesareti
bulabiliyoruz. Elbette çalışacak yorulacak; ter ve gözyaşı akıtacağız zira dünyanın en rahat yatağına uykusuz girmek en muhteşem yemeğine tok girişmek eziyetten başka birşey hissettirmeyecektir. Fakat tüm bunlar hayatımızı işgal eden ana unsurlar olacaksa başımızı ellerimizin arasına alıp derin bir analiz yapmanın vakti gelmiştir diye düşünmekteyim.
Ben de bize sunulan bu tadımlık sofranın içerisine bazılarının hoşuna bazılarının oldukça zoruna gidecek tadımlık bir lezzet bırakmaya çalıştım. Yüce adaletin yüce evlatlarıyla gerçekleşen bu kısa maceraya siz de dâhil olduysanız ne mutlu bize...