Esaslı bir teoloji ve antropoloji öğrenimi gören Carl Vett psikoloji alanındaki çalışmalarıyla tanınan İsviçreli bir bilim adamıdır. Uzun yıllar Avrupa'da büyükelçilik yapan bir Türk ile tanıştığında İslam'ın mistik yönelimlerine ilgi duyar. Tasavvufun çeşitli tarikatlarca uygulanan aydınlanma yöntemleri hakkında bilgi sahibi olmak üzere Türkiye'ye gelir ve Şeyh Esad Erdebili'nin tekkesinde bir süre kalır. Hristiyanlığın canlılığını kaybetmiş içi boş ritüellerden ibaret olduğunu düşünen Vett Karma felsefesine ve reenkarnasyona inanmaktadır. Kitabın içinde kesin bir tarih geçmemekle birlikte Carl Vett'in cumhuriyetin ilk yıllarında tekke ve zaviyelerin kapatılmasından hemen önce geldiği anlaşılmaktadır.
Çünkü 1931 yılında Şeyh Esad Erdebili ve oğlu Ali'nin de içinde bulunduğu birçok şeyh Menemen olayı nedeniyle idama mahkum edilirler. Diğerlerinin cezası infaz edilir fakat Şeyh Esad Efendi yaşlılığından dolayı kurtulur ve cezaevinde vefat eder. Carl Vett tekkede kaldığı on dört gün boyunca zikirlere ibadetlere katılmış Şeyh Esad Efendi ve diğer tarikat şeyhleriyle tasavvuf ve dinler arası diyalog üzerine uzun konuşmalar yapmıştır. Tekke Günlüğü devrin dini anlayışlarını yansıtması bakımından olduğu kadar bir Batılı gözüyle tasavvuf ve tarikatların bireysel ve toplumsal rolünü de irdeleyen bir eser olarak da her yönüyle ilgi çekicidir.