Türkiye'nin tarihsel sosyo-kültürel ve manevi yakınlık ya da yaşanmışlık gibi hususlara daha fazla önem atfetmeyi ve bunları da "yumuşak güç" ekseninde kullanmayı önemli gördüğü Soğuk Savaş sonrası süreçte Orta Doğu ve Kuzey Afrika dış politikada merkezi öneme sahip bölgelerden olmuştur. Türkiye'nin tarihsel birikimi yumuşak güç ile bölgesel önemini ön plana çıkarmıştır. Ancak Türkiye'nin bu anlamdaki gücü diğer bölgesel aktörler için çok olumlu imgeler yaratan bir durum değildir. Bu nedenle bölge devletleri nezdinde araştırmalar yapmak ve Türkiye'nin Soğuk Savaş sonrası dönemde izlediği dış politikasının nasıl algılandığını ve bu devletlerle ilişkilerini nasıl etkilediğini incelemek kayda değer bir adım olacaktır. Bu kitap sürecin Orta Doğu ve Kuzey Afrika'da nasıl karşılık bulduğunu ve ne derecede etkili olduğunu ortaya koymaya çalışmıştır. Bu açıdan kitabın başta uluslararası ilişkiler öğrencileri olmak üzere alana ilgi duyan akademisyen araştırmacı ve okuyucular için bir başvuru eseri olması ve alana katkı sunması yazarlar olarak ortak amacımızdır.