Karanlık Alışkanlığı
Diz boyu sıvadık 'kader'in paçalarını
Mahkûmluğundayız topuklara bulaşan çamurun.
Biz hep yalın ayak yürüdük bu yolları
Çıplaklık rehavetinden ses etmedik.
Bile bile meyveli ağacın kaderini
Büyüdük... Meyvelendik...
Onca soru sorduk ışıklar yansın diye
Cılız bir mum ışığında 'yarın'ı ararken...
Onca yalan duyduk çığlıklar attık.
Korkutulduk ama kaçmadık.
Bir ambara tıkılmış meyveler gibi çürürken sorular;
Cevap yok...
Neden açız yaşamaya bu kadar?
Neden yenildik kendimize?
Nasıl düşürüldük birbirimize?
Unutup neye susadığımızı
Yaş döküşümüz... Kan döküşümüz neden?
Yeni ışıklar yakmak yerine
Karanlığa alışmak
Ve alışkınlığımıza rağmen
Karanlıktan korkmak neden?