Felsefenin sorduğu sorular aslında hepimizin kendimize sormamız gereken sorulardır. "İyi bir hayat nasıl yaşanır? İyi bir hayat nedir? İyi nedir? Yaşamın konusu nedir? Neden buradayım ve neden doğru olanı yapmalıyım? Doğru nedir?". Bütün bu "nedir?"li sorular gündelik yaşamın bütün paradoksal yapısı nihayetinde her ne kadar basit ve sıradan gözükseler de özünde öyle değildirler. Şöyle dönüp de elimizdeki listeye bir baktığımızda bu sorulara yanıt vermenin hiç de kolay olmadıklarını görürüz.
Pekiyi ama "Her sorunun bir yanıtı olmak zorunda mıdır?" diye düşünebiliriz kendi kendimize. Yani asıl mesele her sorunun altını çizdiği temel problemin bir çözümü var mıdır?
Eğer sorular doğru sorulduysa o halde bir yerde bir çözüm elbet var demektir. Ancak bu çözüm bizim istediğimiz bir çözüm olmayabilir. Yaşantımızı sürdürebilmek için ihtiyacımız olan asıl şey söz konusu bu problemleri kontrol altına alabilmemizdir. Felsefe bize bunu sağlayacak yegâne aracımızdır. Çünkü felsefe insanların onu anlayabileceği ve yaşantılarına uygulayabileceği noktalarda gün yüzüne çıkartır kendini. Yürüyüş biçimlerimiz sapaklarımız yürürken yanımızda taşıdıklarımız ve de taşıyamadıklarımız bakımından farklılıklar gösteriyor olsak da her birimiz aynı asli yolun farklı yolcularıyız.
Burada bizim için önemli olan sırt çantamızda doğru malzemeleri taşımamızdır. Bu malzemeler de sağlam bir felsefi bakışa sahip olabilmemiz kendimize ait dünya görüşümüzü oluşturabilmemiz adına olmazsa olmazlarımız olacak olan felsefi düşüncenin temel unsurları olarak sıralayabileceğimiz felsefi bilgi kavramsal analiz mantık ilkelerine dayalı akıl yürütme diyalektik kavrayış ve felsefi iç görüdür.