"Edeplisi edepsizi argosu pornosu romantiği ile herhalde sayısız yazı yazılmıştır aşk üzerine. Herkes kendisine göre bir tanımını yapmıştır aşkın yaşadığı duygunun adını koymaya çalışmıştır. Aşk ne kadar çok söylenirse anlatılırsa gizemi o kadar azalacak; diğer duygular arasında da o kadar betimlenmiş tanımlanmış ve teşhis edilmiş olacaktır. Belki de bu nedenden okuduğum yazıların neredeyse hepsi aşk üzerine. Ama şimdiye dek okuduklarım arasında benim İpek'e duyduğum gibi bir aşkı açıklayan bir yazı görmedim hiç. Belki her insan kendi aşkını yazmalı. Bilemiyorum. Ama şu bir gerçek ki ben günden güne artan bir aşkla seviyorum İpek'i. Sadece bazı zamanlarda bunu göstermeyi unutuyorum. Yok galiba ben aşkımı göstermeyi pek beceremiyorum."
Bir kadın bir erkek ve hoşlanmayla başlayıp aşka sonra da tutkuya dönüşen bir ilişki. Seksenli doksanlı iki binlci yılların anıları ile örülmüş yaşamlar. Fonda Türkiye'nin son otuz yılı. Ankara'dan Mudanya'ya Antalya'dan İstanbul'a Bordeaux'dan Paris'e taşınan ölümsüz bir aşkın ve kederin 'kendince' yazılmış kitabı. Kah duygusal kah fırtınalı ama hep aşka dair özel bir dil. Yalnızca 'ilk roman'ın değil birçok romanın ötesinde 'olgun' bir yapıtla genç yazar Kaya Sancar edebiyatımıza "Merhaba" diyor.
Hayatının her döneminde aşkı yaşamış yaşayan ve yaşayacak herkes için: Aşkın ve Kederin Kitabı...