Oscar Wilde Reading Zindanı Baladı adlı muhteşem manzumesinde Charles Thomas Wooldridge adlı bir askerin kısa süren hapishane yaşamını ele alır. Wooldridge Kraliyet Atlı Muhafız Alayı'nda bir subaydır. Genç karısının kışladaki askerlerden biriyle gizli gizli görüştüğü dedikodusunu duyar. Deli gibi sevdiği karısı Laura'yı girdiği bir hiddet nöbeti sonucu öldürdükten sonra gidip polise teslim olur. Mahkeme onu taammüden cinayetten idam cezasına mahkûm eder. Ancak Wooldridge'in iyi halinden emin olan halk onun idamını durdurmak için dilekçeler sunmuş jüri üyeleri de bu cezanın affı için başvuruda bulunmuştur. Ne var ki Wooldridge günahlarının kefaretini ödemek istercesine uzanan bütün yardım ellerini geri çevirmiş ve idari mercilere yazdığı dilekçe ile idamının infazını talep etmiştir. Yetkililerden tek isteği idam sehpasına sırtında askeri üniformasıyla gitmektir.
Oscar Wilde Reading Zindanı Baladı adlı yapıtında Wooldridge'in tutukluluk günlerindeki vicdan azabını korkusuzca kaderine teslim oluşunu ve Reading Hapishanesi'ndeki kendi korkunç izlenimlerini anlatır. Wilde genç askerin hayatının sadece son birkaç haftasını onunla beraber geçirmesine rağmen Wooldridge'in idamından çok etkilenmiş ve bu baladı yazarak onu ölümsüzleştirmiştir.
Oğuz Baykara bu çalışmasıyla şiir çevirisinde Türkçenin gücünü bir kez daha kanıtlıyor. Oscar Wilde'ın Reading Zindanı Baladı'nı bir şair ustalığıyla anadilinde yeniden yazan Baykara kendine özgü yaratıcı çevirmenliği aktardığı imge ve ses ahengi yoluyla Türk okurunun derinliklerine dokunuyor.