Bu eser; kentin dokusuna altyapısına veya uzak yakın çevresine silüetine etki eden yüksek yapı estetiği ve imge arayışlarına değinirken bütünsel bir bakış hedefler. Konut mimarisindeki yüksek yapı eğilimi; küreselleşme ekonomide dışa açılım kentleşme konut ve yerleşim politikaları çerçevesinde irdelenir. İstanbul konut mimarisindeki düşey yoğun yapılaşmaya olan eğilimin sadece mimari parametrelerle değil; aynı zamanda ülkenin küresel ağ ilişkileri içinde takındığı tavır ve ekonomik kalkınma planlarıyla da oldukça ilişkilidir. İstanbul'da önceleri Şişli-Maslak aksında yoğunlaşan ve çoğunluğunu iş merkezleri ve otellerin oluşturduğu yüksek yapılar son yıllarda konut tipolojilerinde de baskın hâle gelerek başka kentsel odaklar yaratır. Özellikle İstanbul çağdaş konut mimarlığında son dönemde egemen olan yüksek yapı gerçeğine değinilmesi bu açıdan önemli görülmekte ve yapılan uygulamaların hem yerleşim kararları hem de mimari tasarım kriterleriyle nasıl bir kentsel öge ya da model oluşturduğuna değinilmesi hedeflenir. 2000 sonrası dönem konut mimarlığı açısından biçim ve imge arayışları bağlamında tek bir mimari stilin aksine farklılaşma ve imge arayışlarının arttığı çoğulculuk dönemine işaret eder. İstanbul metropoliten alanındaki düşey yoğun yapılaşmanın en simgesel örnekleri bu dönemde görülmekle birlikte; yükseklik ve ölçek iddiası farklı biçim ve imge arayışları ile küresel ikonik olarak nitelendiren yeni bir mimari anlayışın geliştiği görülür.