Bu kitap Suriyeli mültecilerin 2011 yılında ülkemizde başlayan mücadelelerini onlar hakkında yanlış bilinen bir çok doğruyu bir proje döngüsü içerisinde anlatmayı hedefliyor.
Çalışmada Suriyelilerle ilgili genel bir durum tespitinden sonra sahadan derlenen bir çok bilgi yaşam hikayesi ve üç farklı yılı kapsayan farklı Suriyelilerin katıldıkları saha çalışmalarının sonucunda saptanan sorunların değerlendirilmesi yapılmış on yılda Suriyeliler hakkında bireysel yargıdan toplumsal yargıya evrilen "doğru bilinen yanlışlar" açıklanmıştır. Sosyal çatışmada en çok kullanılan bu yanlışların toplumun her kesimi tarafından doğru bilinmesi çatışmasızlık için en gerçekçi ortak payda olacaktır.
Kitabın bölümleri arasında Suriyelilerle ilgili sosyal sorumluluk ve istihdam kapsamında yapılan projeler ve "Vatandaşların Suriyeli Mülteci Algısı Araştırma Sonuçları" da yer almıştır.
Var olan tüm koşulları tarafsız bir biçimde aktaran çalışmalardan elde edilen sonuçlar geri dönüş ile ilgili bir vizyonun gerekliliğini göstermiştir. Toplumumuzun büyük bir kesimi Suriyelilerin geri dönmeleri konusunda büyük bir beklenti içerisindedir. Suriye'deki iç savaşın bitmesi durumunda göçmenlerin geri döneceğini düşünenlerin oranı çok düşüktür. Kalmaları halinde vatandaş olma ihtimaline büyük bir itiraz bulunmaktadır. Suriyeli göçmenlere vatandaşlık hakkının verilmesine yönelik kanaatler son derece olumsuz görülmektedir. Kitapta bu beklentileri karşılayacak bir geri dönüş projesi verilmiştir. Projenin çıktıları sadece geri dönüşü değil sorunlar bölümünde tanımladığımız pek çok olumsuzluğa da çözüm üretmektedir.
Kitap mültecilere yönelik çalışma yapanlara ve proje geliştiren tüm Sivil Toplum Kuruluşlarına katkı sağlayacaktır.
"Kırlangıçlar mülteci kuşlardır. Çok hızlı uçarlar. İşte o göç sırasında yüzlerce kırlangıç fırtınaya yakalanıp ölürmüş. Göçü başarıyla tamamlayan kırlangıçlar geldikleri ülkenin sıcak gökyüzünde uçarken yollarda kaybettikleri arkadaşlarını anımsar acıyla öfkeyle böyle çığlık atarlarmış. Suriyeliler kırlangıç kuşu kadar olamıyorlar. İnsanları rahatsız etmemek için yaslarını bile tutamıyorlar (Ahmet Ümit Kırlangıç Çığlığı)."