Son yirmi yıldır Türkiye sinemasında bastırılanın görünür hale geldiği geçmişteki suçların ve normallik görüntüsünün ardında yatan dehşetin sarsıcı bir şekilde ortaya çıktığı hikâyeler dile getiriliyor. Bu araştırmayı teşvik eden de geçmişi hatırlamakta kullandığımız ve bize her zaman bir masumiyet mağduriyet ya da kahramanlık hikâyesinin içinden seslenmiş olan Türklüğe dair imgeleri eleştirel bir perspektifle inceleme arzusudur.
Kayıp Hafızanın İzinde farklı biçimlerde sesini duyuran geçmişle yüzleşme taleplerine sinema perdesinde verilen yanıtların etik ve politik karşılıklarını ele alıyor. Bir geçmiş ve şimdi anlatısı olarak Türklük'ün felaketlerle bugün kurduğumuz ilişkiyi nasıl belirlediği üzerine sinema aracılığıyla düşünürken temsilin hafıza oluşturmadaki potansiyelini ve sınırlarını tartışıyor.
Pınar Yıldız'ın çalışması geçmişin nasıl hatırlandığına dair politikaları ele alıp deşifre etmenin içinde yaşadığımız zamanın kültürel/toplumsal işleyişini anlamamıza ve tarihsel öznelliğimizi şekillendiren ve masumiyetimize inancımızı mümkün kılan imge ve duygu repertuvarını tanımamıza imkân sağlıyor.