Duyduklarımı hazmedemiyordum. Gözüm dönmüş bir şekilde aniden ayağımı kaldırıp topuklu ayakkabımın tekini elime aldım. Hızla Korkut denen adamın neresine gelirse vurmaya başladım. Bütün hırsım ve kızgınlığımla saldırıyordum. O kadar hızlı hareket etmiştim ki kimse ne olduğunu anlamadığı gibi herkes donup kalmıştı. Ateş ve onlara saldıran adamlar bile durmuş olanları izliyorlardı. Korkut manyağı ellerini siper yaparak kendisini benden korumaya çalışıyordu.
Bense bütün hırsımla Korkut'a vuruyordum. Ayakkabımla her vurduğumda ona:
"Sen beni nasıl korkutursun? Suçsuz insanların ölümüne nasıl sebep olursun? Ne istedin o zavallı kızdan? Ya Ateş? Onu da az daha öldürüyordun. Pis manyak ne yapayım şimdi ben sana!"
Birden kahkaha sesleri duymaya başladım. Bunu fark ederek aniden durdum etrafına baktığımda...
Hülya on üç yaşından beri çalışıp okuyarak bugünlere gelmiş fakat yaşadığı olaylardan dolayı bir türlü hayatına bir erkek girmemişti ta ki Ateş'le tanışana kadar. Onunla tanıştıktan sonra heyecan dolu bir serüven başladı.
Üç kız arkadaşın aşklarını anlatan gerçek yaşanmış hikâyeler serisinin ilk kitabı.