Oğlu Halûk'un dünyaya gelişi ve II. Meşrutiyet'in ilânı Edebiyat-ı Cedîde'nin öncü şairi Tevfik Fikret'in üzerindeki karamsarlığı dağıtır onun Meşrutiyet'ten önce kapandığı Aşiyan'dan çıkıp tekrar hayata karışmasını geleceğe ümitle bakmasını sağlar.
"Ferdâ senin; senin bu teceddüd bu inkılâb...
Her şey senin değil mi ki zâten?.. Sen ey şebâb
Ey çehre-i behîc-i ümîd işte ma'kesin
Karşında: bir semâ-yı seher saf ü bî-sehâb
Âgûş-i lerze-dârı açık bekliyor... Şitâb!
Ey fecr-i hande-zâd-ı hayât işte herkesin
Enzârı sende; sen ki hayâtın ümîdisin
Alnında bir sitâre-i nev yok bir âf-tâb
Âfâka doğ önünde şu mâzî-i pür-mihen
Sönsün müebbeden."