Bir gün duvardaki çatlaklara sığmaz oldu evlerden ırak sessizliğim... Dönüp aynadaki kendime iki çift söz söyledim: Kime karşı gelmem gerekir? Benzerlerime mi benzemezlerime mi? Kendime söyleyemediğim her şeyi aynadaki kendime söylerdim zaten oldum olası bu absürtlük peşimi bırakmadı. Bir de eril hayal kırıklıklarım. Yaşam kimden ibaret? Melislerden mi erillerden mi ya da her ikisinden veya hiçbirinden...
Tüm bu sorguda duyarsızlaşıp burun direklerimizi asmamız riyakârlığımızdandır. Böylelikle bize yapıştırılan şu "insan" etiketini de çok ucuz yansıtırız. Bu durumda Tanrı'nın var ettiği alınyazımızdan bahsedeceksek; alınyazısı kimsenin karşısına iyileştirici gücüyle çıkmaz; iflah olmaz yıkıcı tutkumuzdan sorgusuz kabullenişimizden beslenen bir tür deliliktir.
Delice yazılmış alın yazım şimdi sizin önünüzde arkanızda sağınızda ya da solunuzda harflerde gizli. Gizli olanı bulmak; yüceltir. Yücelin diye; dünya dönsün.