Abdülhamid'in kılıç kuşanması Osmanlı devletinin son yüzyılındaki en ihtişamlı merasimlerden biriydi. Yeni padişahın Dolmabahçe Sarayı'ndan yola çıktığı yedi pare top atışıyla bildirildi. Eyüp'e deniz yoluyla gidilecekti. Yaverlerin ve saray ekranının yer aldığı üç kayığın arkasında bembeyaz kıyafetli Arnavut kürekçilerin çektiği on dört çifte saltanat kayığında Abdülhamid seryaveri mabeyn başferiki ve Damad Mahmud Paşa vardı. Hanedan mensuplarının ve saray erkanının kayıkları arkadan geliyordu. Eyüp Çömlekçiler'de karşılanan Abdülhamid takımları som altında beyaz bir Arap atıyla kılıç kuşanmaya giderken önünde kırmızı elbiseli kavaslar gümüş buhurdan tutan hazine hademeleri yürüyordu. Halı döşeli yolun iki tarafına teberleri ve sorguçlu serpuşlarıyla peyk ve solaklar dizilmişti. Sultan töreni izleyenlere göre "ecdadının usulünü ihya buyurmuştu." Amaç da bunu dedirtmekti zaten. "Eski sultanlar gibi" olmak Abdülhamid'in törenin gerçekliğinden ve bu dünyaya ait olmaktan sıyrılıp efsanevi bir karaktere bürünmesine yardımcı oluyor sultan seyircilerin gözünde bir tür meşruiyet kazanıyordu.