Saat gece yarısını çoktan geçmiş insanlar çoktan uykularına dalmıştı. Sokakta bir tek Yılmaz ve küçük cevizi vardı. Cevizi yerden alıp ceketinin iç tarafıyla iyice sildi. Böylece cevizin kaymasını önleyecekti. Sonra cevizi iki parmağının arasında iyice sıkıştırdı. Taşla bir hamle daha yaptı. Ceviz kayıp yine kırılmaktan kurtuldu. Bu defa çok sinirlendi Yılmaz bağırmaya başladı. O hışımla elindeki taşı yere çarpıp sonra tekrar aldı. Bu kez ceviz yerine kendi eline vurmaya başladı. Sol elinin parmaklarına acımasızca vuruyordu. Vurdukça öfkesi daha çok arttı. Canını yeterince acıtınca vazgeçip tekrar cevizi eline aldı ve az önce kırmaya çalıştığı eline işaret parmağı ile başparmağı arasına yerleştirdi. O kadar sıkı tutmuştu ki ceviz sıçrayamıyordu. Kendini kaybetmiş bir şekilde vuruyor da vuruyordu. Elleri kan revan içinde kalmıştı. Tırnakları kırılmış ezilmişti. Hiçbir acı hissetmiyordu. Bir yandan vuruyor bağırıyor bir yandan da ağlıyordu. İyice yorgun bitkin düşmüştü dermansızdı. Ellerinden akan kandamlalarına aldırış etmeden sırtını duvara yasladı. Oracıkta sızdı kaldı.
Yazar İsmail Yalınlar 1976 Antalya doğumludur. İlk orta ve lise eğitimini doğduğu şehirde tamamlayan Yalınlar ilk önce Akdeniz Üniversitesi iktisat fakültesi ile sayılarla olan ilişkisini ardından da Süleyman Demirel Üniversitesi İnşaat bölümü ile de taş toprakla olan ilişkisini gözlemlemiştir. Ancak içinde yanan edebiyat aşkı ile kelimelerle olan ilişkisinin yaşayabileceği en yoğun ilişki olacağına karar veren yazarımız elinizde tuttuğunuz bu öykü derlemesi ile yazarlığa ilk adım atmıştır. Anlattığı ceviz içi öyküler ve laf ebesi şiir kişisi mahlası onu mısralara ve satırlara hâkim bir hale getirmektedir. Nazire Yalınlar ile evli olan İsmail Yalınlar yalın ve Yaren isminde iki kız çocuğu babasıdır.