Ama aa! İlk kez kıpırdıyor dudakları bütün sesler donmalı şu an. Mevsim iklimler camlar sular insanlar bir dakikalığına olsun öylece kalmalı. Keman ve onun sesi dal- ların rüzgârın ve geçmişin kolları... Yalnızlığın yılların hayatın döngüsündeki tortuları insanların üzerine sinmeli.
Oysa susuyor ve oturuyor.
Zarif ve zayıf bir yüz. Elleri bir sardunyayı okşuyor gibi kalmış. Yüzüne her dokunuşu saçını her geri tarayışı hâlâ bir isyan. Bir zaman sonra hüzne dönüşen bir isyan susmuş susturulmuş baskılanmış kırbaçlanmış kanayıp kuruyan bir isyan. Başka bir kokuya karışmış şimdi. Yalnız- lığa sessizliğe siteme kime ve ne'ye biraz...
Yüzünde sınırlar var. Ağrının ve yaşamın bütün katmanları görülüyor. İçeride bir şeyler çürüyor. Andan ana... Herkesin bir yerde unuttuğu bir elma kabuğu gibi. Koklamanız gereken bir an. Size ait sizden olan üstelik düştüğü yerde kıvrılıp bükülen bir zaman kabuğu. Belki de hepimiz bir yaşamı tutmuşuz. Öylece sorgulamadan. Kiralık evler gibi boş ve yaşanmış bir hayatı.
Bu kadın bu mekânın dışında yaşıyor mudur acaba? Bizlerle mi var? Sadece burada bir yudumluk zaman bardağında. Sonrası yok sanırım.