...Jack kadın Ağca'yı tanısaydı bundan bütün dünyanın haberi olurdu. Ne İtalyan Ordu İstihbaratı ne de anti-terör polisi Ağca'nın Vanucci Sokağı'ndaki evi ziyaret ettiğinden haberliydi. Ağca'nın fotoğrafını karı koca Di Donnalar'dan uzak tutmanın nedeni buydu. Uyanmalarını istemedim."
"...Kulaklarını iyice aç çünkü tekrarlamak istemiyorum: Hazır olmasını istiyorum... beni son gelişmeler hakkında kısaca bilgilendirmesini istiyorum özellikle MATADOR hakkında. Evet Matador! Ona bunu söylemeyi sakın unutma... Kasımda New York'ta olacağım."
Erje Ayden'in "Erje Ayden Efsanesi" "2. Caddenin Çılgın Yeşili" ve "Hauptbahnhof'dan Bir Trene Bindim" gibi 1960'ların çılgın ve bohem New York'unu anlatan romanlarından sonra şimdi de Türk okur onun ("Ayrılık Acısı"nın ardından) ikinci casusluk romanıyla tanışıyor...
Papa suikastı gibi dünya kamuoyunu yıllarca meşgul etmiş uluslararası bir konuyu gündemine alan Ayden dikkatleri bambaşka bir yörüngeye Sovyet Rusya'ya Moskova'nın karanlık sokaklarına çekiyor.
Matador Türk edebiyatının elli yıldır New York'ta yaşayan usta kaleminden bir solukta okuyacağınız gizemli ve çarpıcı bir yapıt.