Laurens Waters kırsal bir bölgede kaderine terk edilmiş bir hastanedeki zorunlu hizmetine başladığında yıllardır orada çalışan Doktor Frank Eloff'la aynı odayı paylaşmak zorunda kalır. Dr. Laurens Dr. Frank'ın sahip olmadığı her şeye sahiptir: Gençtir iyimserdir ve kafası büyük düşüncelerle doludur. Dr. Frank'sa bir türlü boşanamadığı karısından ve çevresinden adeta bu bozkırın ortasındaki yoksun kasabaya kaçmıştır. Kasabalı bir kadınla ilişki kurar ve bu beklenmedik sonuçlar doğurur.
Irkçılık günlerindeki diktatörün hala yaşadığı ve bu sınır kasabasında kaçakçılık yaptığı söylentileri çıkar. Bir grup asker bu diktatörün peşine düşer. Askerlerin başında ise Dr. Frank'ın karanlık geçmişinden gelen biri bulunmaktadır. Dr. Laurens'in aklındaysa yalnızca gerçekleştirmek istediği düşler vardır; fakat geçmişin hesabından kaçılamayan bu günlerde bu talihsiz iyimserliği fazla uzun sürmeyecektir...
Güney Afrika'da ırkçılık dönemi sonrası yaşanan tükenmiş umutların ve bir dostluğa gölge düşüren küçük ihanetlerin derinlikli öyküsü... Bedenin ve ruhun yozlaşmasına ilişkin sıra dışı alegorik bir anlatı.