Bu böyledir: Bizler insan doğmayız sonradan insan oluruz. Beşeriyetten insaniyet mertebesine çıkmak bir çabanın ve en nihayetinde de bir lütfun sonucudur. Beşer mütemadiyen yükselmek ve insaniyet makamına çıkmak için çabalar aslında fıtrat bunu ister çünkü. Bunun yanında dünya ve içindekiler de insanı aşağı çekmek için tüm imkânlarını seferber eder. Hevâ ve heves nefis ve şeytan mal ve mülk tûl-i emel şehvet servet şöhret... Bunların tümü insan olmanın ve o makamda kalmanın önünde birer engel aşılması gerekli olan birer mâniadır. Bunları aşmadan onlarla mücadeleyi sürdürmeden insan olabilmek ve kalabilmek mümkün değildir.
Bunları aşmak kolay mı peki? Değil elbette. Nefes alıp verdiğimiz sürece devam edecek bu mücadele. Gerçi her seferinde şu tepeyi de aştık mı düzlüğe çıkacağımızı ümit ediyoruz ama bitmiyor bir türlü tepeler bitmeyecek. İmtihan dünyası burası burada düzlük yok. Aştığımız her tepeden sonra yeni tepeler yeni tepeler bekliyor bizi. Son nefesi vermeden de bitmeyecek bu savaş.
Ya sonrası peki? Sonrası da öncesi de Allah kerim. Allah kerim ve rahîm.